Saydıralım

30 Eylül 2008 Salı

El Clasico

Postun başlığına bakıp Real Madrid - Barcelona çekişmesi ile ilgili yazı bekleme. Çünkü bugün neyin yazılacağı gayet açık. İşte bayram klasikleri ve gözlemleri:


*Öncelikle erken kalkma zorunluluğu ve bunun ailede açığa çıkardığı kriz. Sabrı taşıp evi terk eden babam...

*Uyanınca telefonun ekranında gördüğüm mesajlar. Bu mesajların numaralarının tanıdık olmayışı. Bir de hattını değiştirdiğini altına ismini yazdığı toplu mesajdan anlayabildiğim 'uzak' arkadaşlar...

*Mesajlara cevap verememe. Şebeke problemi. Hatların kilitlenişi...

*Bayram şekeri toplama amaçlı kapı kapı gezen çocuklar tarafından yataktan kaldırılma. Başka yerde bu tip adet var mı bilmiyorum ama apartman apartman gezerdik ufakken. Üşenmez herkesin elini öperdik. Şimdiler el falan da öpmüyor. Şekerini alıp topukluyorlar...

*Aile büyüğünde toplanma. Bizde anneannedir. Orada çeşit çeşit akrabayla karşılaşma.

*Akrabaların küçücük çocuklarının kocaman oluşunu fark etme (evet her sene fark ediyoruz...). Sizin büyüdüğünüzün fark edilmesi. 'Küçükken böyleydi, şöyle yapardı kerata' kıvamındaki anısal brainstormingler.

*Yine akrabalar tarafından eğitim hayatınızın havada uçuşan lokum, çikolata ve şekerlemeler eşliğinde masaya yatırılışı. Devlete dayamak lazım arkayı...

*Yeni, yeniden akrabalardan duyulan, aklımızın kuytu köşelerinde tozlanmışken tekrardan ön plana çıkan kelimeler: Essah ve kıttik. Cümle içinde de kullanalım:

-'Bilmem kimin oğlan boşanmış.'
'Essah mı?' ('Gerçekten mi? Hakikaten mi?' gibi bir şey.)

-'Ayol sen kıtticiktin. Eşşek kadar oldun.' (Küçüktün, ufacıktın diyor)

*Kime 'Bayramın kutlu olsun', kime 'Mübarek olsun', kime de 'İyi bayramlar' demenin iyi tutturulması lazım. Aynı şekilde tokalaşma, el öpme, veya sadece öpme üçlemine de düşmemek, adamına göre muamele yapmaya alışmaya çalışmak...

*Aynı şekilde akrabalar arasında yüksek atlamaya uygun kimseler olduğunu keşfetmek. Elini öpeceğin sırada müthiş bir esneklikle eğilip bükülerek yanağını öpmeyi başaranlarla gurur duymak...

*Televizyonlardaki bayram ekranları, dansözler, İbrahim Tatlıses... Olacak o Kadar Bayram Özel'i görememememememize rağmen Levent Kırca'ya selam ederim.

*Televizyon deyince, NtvSpor yardırıyor haberin olsun. İlk gün Galatasaray-Fenerbahçe, ikinci gün Rangers-Celtic , üçüncü gün de Real Madrid - Barcelona kapışmaları belgesel tadında sunulacak...

*Her şeyi bir yana bıraktım da sevgili, güzel, akıllı, zeki, karizmatik okurum:

Bayramda bayram klasiklerinden bahsetmekten daha klasik ne var ki?

İyi bayramlar...

(Maddelerken kısa çizgi yerine kullandığım yıldız da postlarımın bayramlığı olsun...)
(Post'a güzel resim bulamadım. Bulursan link ver hemen ekleyeyim.)
(Ha bir de, oldu da blogumun derinliklerine inmedin. Güzel bir hatırlatma yapayım: http://mfg-ix.blogspot.com/2008/07/bugn-bayram.html)

Hiç yorum yok: