Saydıralım

24 Ocak 2009 Cumartesi

Ciğerci Apo


Gelir gelmez ufak çaplı bir felakete yol açtım midemde. Devamı gelecek :)



20 Ocak 2009 Salı

19 Ocak 2009 Pazartesi

Paul Öldü Mü?

Az önce dolaşırken rastladığım akılalmaz bir iddia. İddiaya göre Paul McCartney 1966 yılında trafik kazasında ölüyor, yerine ona benzeyen biri geçiriliyor. Birçok şarkıda sözlerle gönderme mevcut. Hatta bazılarında olay abartılıyor ve tersi dinlendiğinde 'Paul öldü, onu özlüyoruz..' şeklinde demeçler var.

Albüm kapakları da benzer gariplikte. Örneğin bir Abbey Road albüm kapağında herkes sol ayağını atarken Paul sağ ayağını atıyor. Üstelik ayakları çıplak ki bu da Beatles'ın içiçe olduğu Hint inanışına göre ölümü temsil eder.


Bu muhabbetleri daha sonra yazarım buraya. Ama tamamen araştırmam gerekiyor.

16 Ocak 2009 Cuma

Akbank


Bunlardan kaçını kovdular acaba... Kriz, mriz..

15 Ocak 2009 Perşembe

Besame Muchoooo!





Bizimkiler yaptı mı güzel olur. Bilirsiniz...

11 Ocak 2009 Pazar

Piercing


Maddeler arasında kaybolmasını istemediğim bir tespitim, daha doğrusu kıstasım var: Piercing ile alakalı. Şöyle ki;

Eğer bir hatun, yukarıdaki resimde görülen noktasına nokta piercing takıyorsa, ve bu piercing siz o kişinin dibine yaklaşana kadar size 'Acaba ben mi? Piercing mi?' diye sorduruyorsa, ı ıh, olmamıştır o piercing.

Eğer bir hatunun o noktasında ben varsa. Siz belli bir noktaya yaklaşana kadar bunu piercing sanıyorsanız o ben oraya gerçekten yakışıyordur.

Ek not: Eğer dudağının çok yakınına takıyorsa piercing'i, veya halka piercing takıyorsa bu kişi, ve bu takısı yine belli bir noktaya yaklaşana kadar dudak uçuğu yahut yara gibi görünüyorsa, I- IH :)

Maddelerle Tespit Reloaded


Uzun zaman olmuştu değil mi şöyle madde madde tespit, madde madde farkındalık yazmayalı he dost? Anneciğimin öğrenci evimizi şenlendirişiyle yaptığımız onda alışveriş, gezi, yemek yemeden sonra oturup cep telefonlarına kaydolanları yazmak boynumuzun borcu sanırım...

-Dün rüyamda Vedat Özdemiroğlu'nu gördüm...

-Enteresan bir fobim olduğunu keşfettim. Karşıdan karşıya geçerken önümden kamyonet geçiyorsa dişlerimi ve yumruğumu sıkıyorum. Gözlerimi kapatıyorum. Bu gerginliğe sebep olan şey kamyonetin kenarındaki kancalar.

-Benzer bir fobi de tanıdığım en sıradışı insan olan birtanem Cansu'da mevcut. Vitrin mankenlerinden korkuyor.

-Yoldan hızla geçen ambulansı gördükten sonra içeride olup bitenler hakkında içinin içini yemesi...

-Alışveriş sevdiğim bir olay değil. Ama bugün zevk aldım. Çünkü tespit manyağı yaptı beni. Örneğin tavuk eti kesilirken bıçağın kemiğe denk geldiğinde çıkan sesi hatırlatasım geldi okuyucuya...

-Peki ya kıyma makinesi? Deliklerinden sarkan kıyma şeritleri rastalı saçı andırmıyor mu?

-Manava geçelim: Dereotunun lanetlenmiş olduğuna inanıyorum. Nasıl bir hata yaptıysa bir zamanlar dev gibi bir ağaçken şimdi el kadar bir bitkiye çevrilmiş gibi görünüyor. Bana verdiği izlenim o.

-Annemin gelişiyle canımın deliler gibi istediği kısırı istemem bir oldu. Bir de alışverişteyken bir kavanoz kornişon turşusu aldırdım zorla, zira onu da canım deliler gibi istiyordu. Akşam eve geldik. İyi ilişkiler içinde olduğumuz üst komşumuz sağolsun dev bir tabakta kısır ve yanında kornişon turşusu göndermiş. Gizli güçler beni seviyor galiba.

-Kuş gribi muhabbetleri dönerken ısrarla tavuk döner yiyenler?? Postun fotoğrafı sizle bana gelsin...

-Son maddem de futbol ve acetobalsamico ile alakalı. Blogumu takip edenler bilir. Sevgili dostum Anıl'la birçok ortak yönümüz vardır. Futbol da bunlardan birisi. Aramızda futbol tartışırken aceto'dan okuduğumuz bir bilgiyi verdiğimiz çok oluyor. Karşı tarafın bunu bildiğini de biliyoruz. Bu yüzden aceto'dan okuduğumuz her bilgiyi veya fikri söyledikten sonra 'diyor aceto' şeklinde bir ekleme yapıyoruz. Neşe veriyor o anlar...

Madem Anıl dedik, bu güzel yazıyı da onun güzel bir özdeyişiyle tamamlıyorum:

'Ulan başımıza ne geldiyse şu çirkin ama özgüvenli kızlardan geldi...'

9 Ocak 2009 Cuma

Mim Üzerine...

Son zamanlarda ev taşımadır, sınavlardır, bilmemnelerdir gibi bahanelerin arkasına sığınaraktan post yazmıyorum bildiğiniz üzere... İnternet üzerindeki genel tavrım da bu yönde ilerlemeye başladı neden bilmiyorum. Sadece okuyorum, yorum yazıyorum, cevaplıyorum. Ama pek sevgili blog sayfamı da yalnız bırakmak, iki üç kelime atıştırmak da içime sinmiyor. Bu yüzden inflack tarafından üzerime atılan mim topunun içeriği olan 'IX, blogu YtrumNOUA'nın nerelerini seviyor, nerelerini sevmiyor?' sorusunu aşağıda cevaplıyorum.

YtrumNOUA'yı seviyorum;

-Çünkü sağ tarafı mükemmel resimlerle dolu. Şener Şen, Kurban, Royal Flush, Bundy Ailesi, Kahvaltı sunan V... Tamamen sevdiğim şeylerle donatabildiğim için sağ tarafı seviyorum...

-Çünkü renkleri, banner'ı, tasarımı zevkime uygun, bir berşanist harikası...

-Çünkü google'da bir hastalıkla ilgili bilgi arayan insan buraya ulaşıp derdine çözüm bulabiliyor. Bunu bir defa yapmış olsam da faydalı olduğuna eminim. Bir ikincisi de gelecek tabi...

-Çünkü yorum insanlarım süper. Geyiği, futbolu, müziği paylaşabildiğim insanlar buldu beni...

Sevmediğim yanlar da yok değil, ama çok da önemli değil,

-Daha çok insana ulaşmalıyım.

-Daha sık yazmalıyım.

-Planladıklarımı cep telefonu yerine bloga aktarmalıyım...


Durum burdan ibaret... Madem mim denen topu şöyle göğsümle kontrol edip şık bir hareketle önüme aldım, klas bir şekilde 'Geowyns' adlı dostuma (beni hala okuyorsa) gönderiyorum ve konusu da şu:

'Bana faal futbol hayatı devam eden 11 tane altın adamdan oluşan bir kadro kur, ama dikkat et, aynı numarayı giyen futbolcular olmasın içinde...'

6 Ocak 2009 Salı

Annem...

Hayatımın en özel günü... Kutlu ve mutlu olsun doğum günün Filo'm!